Bulgaristan’da halk Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri için dün
sandık başına gitti. 2007’de AB’ye üye olmasından bu yana üçüncü defa
gerçekleştirilecek seçime 15 siyasi parti, 6 koalisyon ve 3 bağımsız
aday katılıyor. 7 yıl önce ülke, AB’ye üye olduğunda başkent Sofya’nın
merkezinde havai fişekler eşliğindeki kutlamalar sevinç gösterilerine
dönüşmüştü. Sevinçten ağlayanlar bile vardı. Ülke, bir anda refah
beklentisi içine girdi. Beklentiler de oldukça büyüktü ancak hayat
standartlarında değişiklik yaşanmadı ve AB Bulgarları hayal kırıklığına
uğrattı. 1989’da komünizmin yıkılışından bu yana ülke bir türlü kendini
toparlayamadı. Sosyal adaletsizlik, yolsuzluk, yoksulluk ve
beraberindeki ekonomik göç, yargıya güven eksikliği ve siyasilerin
halkın beklentilerini karşılamada isteksiz davranması çok sayıda
Bulgarların AB’ye yönelik bakışını tekrar gözden geçirmesine neden oldu.
Üyeliğin ilk yıllarındaki değişim umutları yerini ümitsizliğe bıraktı.
AB’ye karşı varolan hayal kırıklığı ise popülist söylemler üzerinden
siyaset yürüten partilerin lehine çalışmaya başladı. Önceki seçimlerde
popülist sloganlarla belirli bir seçmen kitlesine ulaşmayı başaran
partiler, artık Türkiye karşıtı söylemleri ön planda tutmak yerine AB
karşıtlığını öne çıkardı. Daha önceki seçimlerle kıyaslandığında bu
seçim propaganda döneminde AB karşıtı söylemlerle oy kazanmaya çabalayan
siyasi oluşumların sayısında artış gözlendi.
AB’nin en yoksul ülkesiToplumun beklentilerini karşılayamayan geleneksel partilere oy vermek istemeyen aynı zamanda da popülist ve aşırı sağ partilerin tutumlarını mantıklı bulmayanların sayısı her geçen yıl artıyor. İşte bu kitle de sandığa gitmeyenleri barındırıyor. Sandığa gitmek istemeyenleri ikna çabaları başarılı olamıyor. Nedeni AB üyeliğinin ilk yıllarındaki gibi büyük beklentiler içinde olan vatandaşların sayısının azalması. İnsanlar siyasilerin sorunları çözmesini istiyor ancak değişen bir şeyin olmadığını da görüyor. Ardı kesilmeyen yolsuzlukların üzerine yoksulluk da eklenince AB üyesi Bulgaristan’da dengeler vatandaşın aleyhine çalışmaya devam ediyor. AB’nin en yoksul ülkesi olan Bulgaristan’da çalışanların ortalama aylık kazancı 300 Avro. Birliğin en zengin ülkesi Lüksemburg’ta ise ortalama aylık maaş 3 bin Avro. Tabii, Bulgaristan’da kimse 7 yılda Lüksemburg’un refah seviyesine ulaşma hayali kurmuyor ancak küçücük maaşlarının yarısını da elektrik faturası için vermek istemiyor. Bulgaristan’da yoksulluk, AB’ye karşı duyulan hayal kırıklığını artırmaya devam ederken aynı zamanda da aşırı sağ partilerin güçlenmesine yardımcı oluyor.
Nahit Doğu
Anadolu Ajansı
25.05.2014
Yorum Gönder